Bakarsan görürsün, görürsen anlarsın, anladığın kadar da çözersin...


13 Nisan 2011 Çarşamba

Makedonya Türk toplumunun ciddi bir değeri

Senad Vraynko… 1972 doğumlu, evli ve iki çocuk babası. İlkokulu Vrapçiştede Türkçe, orta okul Gostivar’da, yüksek eğitim Anadolu Üniversitesi İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi-Ekonomi Bölümü Eskişehir Türkiye ve Üsküp Felsefe Fakültesi, Sosyoloji bölümü-Kiril ve Metodi Üniversitesinde devam etti. Association for Democratic İnitiative ve Minorities Rights Group kuruluşlarıyla çalıştıktan sonra Millennium Sivil Toplum Kuruluşu’nda aktif yöneticidir. Zaman içerisinde Ulusal ve Uluslararası çapta STK eğitimi gördü. Networking and Good governance (Ağ ve iyi yönetişim)- Flensburg, Almanya, Rural society development (Kırsal toplum kalkınması)- Dublin, İrlanda, Civil service organization becoming service providers (Yurttaş hizmet kuruluşların hizmet sağlayıcıları olması)- Prag, Çek Cumhuriyeti, Managing multiethnic communities (Multi etnik toplulukları yönetme), Budapest, Macaristan, Human and minorities rights (İnsan ve azınlık hakları)-Brüksel, Belçika, Organizational Strengthening (Örgütsel güçlenme) ve Institutional development (Kurumsal kalkınma)-USAİD... 
Say say bitmiyor... Fazla saymayayım konuşmamıza geçeyim. Hepsini saysaydım konuşma konuşma olmaz, olay saymaya dönerdi. Dönseydi de hoş olurdu. Çünkü Makedonya Türkleri olarak çok çalışmamız gerekiyor. Sizin bunu bildiğinize rağmen gene de anayım dedim. Vraynko konusu Senadın aslının Vranyalı oluşunu göstermektedir.Onu çoktan tanıdığım halde bunu bilmezdim. Senadı çok severdim. Şimdi daha da sevdim. Ben de annemin tarafından daha eski zaman içinde Vranyalıyım. Vranyko sözü içindeki anlama gelince o uyduruk bir söz değildir. Vranya Türkçenin sonunda 'o' harfi ile biten kelimeler çoktur: abo (abla), dayko (dayı), aco (amca) vs... Kişi adlarında Sayko (Sait), Memo (Mehmet), Nuro (Nuri)  gibi... Bu konuya girersem konuşma yapılmadan kalır. Oysa Vrapçişteye gidişimin gayesi konuşmayı gerçekleştirmekti!
Senad Vranyko... Konuşmamıza kasabanızdan  girelim?
Raptiştah (Vrapçişte) kasabası Makedonya’nın Kuzey-batısında, Şar dağı eteklerinde, Gostivar ve Kalkandelen belediyeleri arasında bulunan 4874 nüfuslu ve 1126 haneli çok şirin bir yerleşim yeridir. Bu kasabada 3132 Türk, 1777 Arnavut ve 172 Makedon yaşamaktadır. Kasabada üç cami, medrese, ilkokul, sağlık ocağı ve çok sayıda fabrika, küçük ve orta boyutta işletmeler ve dükkânlar bulunmaktadır. Raptiştah’da çok eski osmanlı türk aileleri yaşamaktadır, ben de o ailelerden Vraynko ailesine mensubum. Raptiştah adı Osmanlı Devleti kaynaklarında ilk defa 1452/1453 yılında Kalkandelen Vilayeti için tutulan 12 sayılı tahriri defterinin 126, 127 ve 129. sayfalarında geçmektedir.
Makedonyanın bana göre tek sivil toplum kuruluşu (stk) anlayışında çalışan MİLENYUM? Doğru mu söylüyorum?
Evet doğru söylediniz, belki bu değerlendirme bazılarına göre çok gelebilir, fakat hizmetlerin ürünlerini sıralamaya ve gözden geçirmeye kalkarsak, değerlendirme grafiğinde gerçekten çok başarılı bir sivil toplum kuruluşundan bahsetmiş olacağız. Kuruluşumuz 1993 yılında kasabanın hizmet erenleri tarafından kurulmuş ve resmiyeti olmadan 1999 yılına kadar çok müsbet hizmetler yapmıştır. Malumunuz 1998 yılında Dernekler ve Vakıflar kanunu getirildi ve böyle cemiyet çalışmaların resmileşmesi gerektirildi. Bizler de kuruluşumuzu resmileştirmeye giriştik ve Yeni Bin yılı elde etme felsefesiyle 1999 yılının sonlarında MİLLENNİUM ismiyle resmiyetini kazandırdık ve 2000 yılına değişik bir çalışma felsefesiyle yurttaşın karşısına çıktık.
Derneğiniz projeleriyle bilinmekte. Daha önemlilerinden bahseder misin?
Bugüne kadar kuruluşumuz, proğram sektörleri aracılığıyla 4 proğram, 61 proje, 12 inisiyatif ve 6 yurttaş girişimi gerçekleştirmiştir. Bunun yanı sıra, kuruluşumuzun bulunduğu ve faaliyet gösterdiği Gostivar ve Vrapçişte belediyeleri beraberinde, ortaklaşa 5 projede de imzamız vardır. Bütün bu projelerin hangisi daha değerli diye sorarsanız cevap vermekte zorlanacağımızı anlayışla karşılamanız gerekir, çünkü bütün projelerimizin bizlerde büyük önemler taşıdığını söylememiz en doğal hakkımızdır.
Size göre proje hazırlamak işi bilgi ister mi?
Proje hazırlama ve projeyi yürütme mutlaka bilgi gerektirir. Örgütsel güçlenme alanında bir projeyi geliştirmek için belirli aşamalardan süreci yürütmek gerekmektedir. İlk başta proje planlama süreci başlar ve sırasıyla; proje döngüsü yönetme kademeleri, sorun ve ihtiyaçları teşhis ve çözüm önerileri metodolojisi-sorunlar ve hedefler analizi, paydaş analizi, girişim stratejisi ve mantıksal çerçeve seçimi, alternatif yaklaşım stratejilerin analizi, proje için önemli dış etkenlerin tanımlanması-önkoşullar ve varsayımlar, göstergelerin belirlenmesi, kaynak tahsisi ve bütçeleme, Gözlem (izleme) ve değerlendirme metodları, insan kaynakları yönetimi, takım çalışması, idari çalışma, ofis yönetimi, arşivleme, finansal ve mali işlemler, değişiklikleri ve rizikoları yönetme, yerel kaynakların seferberliği, sürdürülebilirlik planların hazırlanması, raporlama metodları ve görünürlük stratejileriyle proje döngüsü hazırlanır. Bu aşamaları bilmeden ve bunlardan geçmeden, güzel ve sorunlara çözüm üretecek bir projenin hazırlanmasından bahsetmek çok yanlış olur.
Nasıl proje yapmaya başladınız. Hangi yollardan geçtiniz… Proje hazırlamada nelere dikkat edilmelidir? Bunları sizin anlatmanız bana daha uygun…
İlk başta biz de proje hazırlamayı basit ve kolay olduğunu düşünüyorduk, fakat proje destekleme ihalelerine katılma teşebbüsüne kalkıştığımızda, bilgisizlikten ve tecrübesizlikten dolayı çok zorlandık ve anladık ki bu sektörde faaliyet göstermek istiyorsak STK eğitimi almamız şarttır ve böylece 2000 yılından bu yana sürekli STK eğitimlerine katılıyoruz. Bu konuda en büyük avantajımız, ülkemize Kosova krizinden ve Makedonya krizinden gelen çok sayıda uluslara arası sivil toplum kuruluşların ve yabancı devlet kurumlarının boy göstermesi ve Makedonya’daki Sivil sektörü kalkındırma proğramlarının uygulanması ve bizlerin de bunlara dahil edilmesiyle oldu. Yani, tam zamanında ve tam yerinde bulunmamızla kapasitelerimizi geliştirdik ve diğer kuruluşlarla yarışabilecek duruma gelme motivasyonumuzla kaliteli çalışmalar üretebildik. 
Proje hazırlamada nelere dikkat edilmeli diye önceki soruda cevapladım ve bizler buları gözönünde bulundurarak kaliteli projeler yaptık ve bugün referans olarak çalıştığımız şu kurum ve kuruluşları sıralayabiliriz; Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti, Emek ve sosyal işler Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Makedonya Açık toplum enstitüsü, Makedonya Uluslararası işbirliği merkezi, Adım adım Vakfı, Sürdürülebilir Topluluklar Enstitüsü-ABD, USAİD-ABD, UNDP, Avrupa kalkınma ajentesi-AB, AB Delegasyonu, Prohelvetia-İsviçre, Uluslararası göç kuruluşu-İOM, Dünya Bankası, King Boduen Vakfı, Çarls Stuyard Mot Vakfı, Avrupa azınlık sorunları merkezi-ECMİ, Uluslararası azınlık hakları grubu-MRG, AGİT, OXFAM-İngiltere, Nansen Diyalog merkezi, Uluslararası Seçimler Vakfı-İFES, Kurumsal gelişim merkezi-CİRA, SDC-İsviçre, Anadolu kalkınma Vakfı, ve Makedonya sivil toplum kuruluşlarından ortak proje yürüttüğümüz 100’ün üzeri kuruluş.
Şu anda üzerinde çalıştığınız proje veya projeler nedir. Bunları kısa hatlarıyla tanıtır mısın?
Millennium STK’sı, projelerini önceden yani yıllık proğramlar halinde hazırlarken belirler ve gerçekleştireceği destekleri bulduğunda aynılarını yürürlüğe koyar. Bu yıl için yıllık proğramımızda tasarladığımız faaliyetler şunlardır:
Örgün eğitim sektörümüz: Çocukların sosyal kapsanma ve eğitim faaliyetleri; Gostivar gençlik stratejik planın gerçekleştirilmesi; Çocuk ve gençlerde Sosyal sorumluluk faaliyetlerini ve benzeri proje faaliyetlerini gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Kapasite geliştirme sektörümüz: Türk kuruluşlarına STK eğitim faaliyetleri; Yerel yönetimlerde kapasite geliştirme faaliyetleri; Araştırma ve geliştirme çalışmaları ve benzeri proje faaliyetlerini gerçekleştirmeyi hedefliyor.
İnsan ve azınlık hakları sektörümüz: Ulusal ve yerel seviyede hakların temsili va saygılanması faaliyetleri; Türk toplumunun haklarını temsil ve lobi çalışmalarını gerçekleştirmeyi benzeri proje faaliyetlerini gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Etkili bilgilendirme sektörümüz: yazılı ve sanal alandan Haberci ve Ekol yayınlarının yanısıra farklı yayınların da devamını hedefliyor.
Yaşayan miras değerleri ve kültür sektörümüz: değerleri koruma, yaşatma ve tanıtma faaliyetlerini gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.
Millennium şu anda Hükümet destekli “Dengeli yerel kalkınmada stratejik yaklaşım” isimli projesini gerçekleştirmektedir. Bu projenin amacı; Belediyelerin yerel ekonomik kalkınma stratejik planlarının, ortak önceliklerinin tanımlanması için karşılaştırma faaliyetleri ve dengeli yerel kalkınma için ortak stratejik yaklaşımlar hazırlamak’tır. Bu projede Gostivar belediyesi ekonomi kalkınma sektörü, Vrapçişte belediyesi ekonomi kalkınma sektörü, Bogovino belediyesi ekonomi kalkınma sektörü ve Kalkandelen belediyesi ekonomi kalkınma sektörleriyle işbirliği yapılmaktadır. Bu projemiz yıl sonuna kadar devam edecektir.  
MATÜSİTEB, üyesi olduğunuz bir yer… Kuruluş kapsamınızda yerinizi nasıl görüyorsunuz?
Millennium STK’sı MATÜSİTEB’in kurucu üyelerinden birisidir, belki de bu girişimin ilk adımı atan kuruluştur. 2002 yılında Gostivar’da düzenlediğimiz bir panele 8 Türk STK’sının iştirak etmesiyle, o dönemin TDP milletvekili adayı iki temsilciyi konuşmacı olarak davet ettik. Milletvekili adayların STK’lara yönelik yapacakları destekler konuşulurken konu Türk STK’ların bir koalisyonda bulunmaları vurgulandı ve aynısı herkes tarafından beğenildi. ECMİ STK ağında bulunduğumuz dönemin koordinatörü TC Büyükelçiliğine de aynı teklifi sundu ve aynısının çok beğenildiği anlaşıldı. Bence bu bir ilk kıvılcım-ilk adım, sonrası ise malum...
MATÜSİTEB kapsamında şu anda Millennium’un yeri Yönetim Kurulunda bulunmasına rağmen kullanılmayan-pasif bir potansiyel durumundadır. Her yiğidin farklı bir yoğurt yeyişi vardır derler ya, bazıları kaymağından mahrum bazıları değil, sonuçta hepsinin yediği yoğurttur.
Yerinizi gördüm. Çayınızı içtim… Çayınız lezzetliydi. Size göre yeriniz uygun mu?
Gördüğünüz gibi yerimiz çok müsait ve bu mekânda 1993’ten beri hizmet veriyoruz. Mekânımız tüm imkânlarla donatılmıştır fakat giderleri kapatmada sıkıntılarımız oluyor. İnşaallah kendi yerimiz olur da, burada ki giderlere ayırdığımız bütçeyle nice güzel hizmetler yapabiliriz.
Ben fazla sormayacağım… Ama sizi serbest bırakmıyorum… Sonda ne anlatırdınız?
Asıl burada çok konuşmam gerekir. Her kuruluşun karşılaştığı sıkıntıları bizler de yaşıyoruz, nitekim yıllar boyu bunları gidermek için artık tecrübe ve büyük bir metanetliğimiz oluşmuştur. Karşılaştığımız sıkıntılardan en büyüğü, yıllık programımızın gerçekleşmesine fonların bulunmamasıdır. Bazen yıllık program faaliyetlerimiz hiçbir destek programın hedefleriyle uyuşmuyor ve o yüzden tüm ihalelere katılamıyoruz. Tüm sıkıntılara rağmen çizgimizden kaymıyor ve hedefimizden taviz vermiyoruz ve ümidimizi hiçbir zaman kaybetmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki her zorluktan sonra kolaylık vardır ve “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz” (Ali İmran 139).
*  *  *
Bundan sonra gazeteciye yazmak diye bir şey kalmaz diye düşünüyorum. Ne yazılsa fazla gelir. Üstelik yazılması ve söylenmesi gereken zaten son cevabın en sonunda yazılıdır!

0 yorum: