Linda Şeh 1973 Ustruga doğumlu. Enerji dolu bir kızımızın sözü oluyor… Doğum yılına göre büyük kızım kadar o. Daha da sevindim.
İlkokulu ve liseyi Utruga’da bitiriyor. Yabancı dillere bağlığı onu Üsküp’te “Aziz Kiril ve Metodiy” Üniversitesi - “Blaze Koneski “ Filoloji Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmasına, öğretmenliği sevmesi de öğretmen olmaya sebep oluyor. Ardından hayata atılıp kendi ortamında var olduğunu sezdirmeye devam ediyor. Nasıl mı?
Burada saymaya kalkarsam yazacaklarım sığmaz. Ohri’de yaşayan ve her gün Ustruga’ya git gel yapmaktan usanmayan L. Şeh evli ve iki çocuk annesidir… Bütün yaptıklarıyla kendisini milletine adayan bu gencimiz onlara “Ben sizin için buradayım” diye haykırır gibidir!
Ustruganın şeker paresini tattım bir seferinde… Gerçekten güzeldi… Tatlıyı andım sohbete tatlıca başlayalım… Struganın en çok nesini seversiniz? Yazını mı kışını mı?
Duygulanmamak elde değil, rahmetli annemin en iyi hazırladığı tatlıydı...
Struga’yı çok seviyorum. Benim için Struga dünyanın en güzel şehridir.
Strugayı her mevsimiyle sevmemek elde değil. Yazı da, kışı da ayrı bir güzel dir Struganın. Yazın gölün güzel manzaraları göz kamaştırıyor, başka bir türlü gün başlar, günbatımı bir başkadır sahilde... Kışın karın güzelliği sedef rengi bir masal şehre dönüştürüyor Strugayı Dirim nehrinin sahiliyle…
Orayı Şiir akşamlarından tanıyorum… Ustrugaya Struga dedin. ben de öyle devam edeyim... Bana göre Struga şiir gibidir ya size?
Size katılıyorum. Şehri dünyaca ünlü yapan Struga Şiir Akşamları’yla, şehre bir şiir ruhu katılmış sanki. Struga sadece bir şaire değil, sıradan bir insana da yazmak için ilham veriyor. Belki de bu nedenle Strugalı şair Konstantin Miladinov’un “Güneye özlem” (T’ga za jug) adlı şiirinde Struga ve güneyin güzelliğini ölümsüzleştirmeye çalışmıştır. Bu şiirin Türkçe çevirisini okuduğumda, çeviriyi orijinalinden bile daha güzel buldum...
Struganın doğal güzellikleri çoktur.
Buradan da turistik potansiyeli az değildir.
Buradan da turistik potansiyeli az değildir.
Çocukken yazın Strugaya ne kadar çok turistin geldiğini çok iyi hatırlıyorum. Sokakta İngilizce, Almanca konuşanlara rastlamak sıradan bir olaydı. Hollandalılar da az değildi. Son yirmi yılda turizmde düşüş oldu. Resmi rakamların neyi gösterdiğini bilmiyorum, sadece yabancı turistler adeta görünmez oldular dersem yanlış olmaz. Bu ara Arnavutluk ve Yunanistan’dan turistlere rastlamak mümkün, bir de Türkiye’den gelen giden var. Oysa Struganın gücü turizmde olmalıdır. Bu güç ve kapasitenin iyi kullanılmadığını düşünüyorum.
Türkçe ilköğretimi anlatabilir misiniz?
Bu hassas bir konudur… Geçmişe dönmekte fayda vardır.
Araştırdığıma göre, Struga’ da ilk Türk sınıfı “Braka Miladinovtsi” İ.O. 1952 yılında açılmış. Fakat ilköğretim sınıf dörde kadarmış. Zaman içinde Strugalı Türklere işlenmiş bu haksızlık, başka sorunlara yol açmış... Struga Türk çocuklarının bazıları ilköğretimlerini Ohri’de devam etmek zorunda kalmışlar, bazıları da Struga’da Arnavutça veya Makedonca devam etmişler. 1987 yılında ise Türkçe 5. sınıf açılmış ve günümüze kadar devam etmektedir.Strugalı bazı Türk aileleri ana dili eğitimi konusunda yapılan haksızlıktan dolayı önyargı ile bakıyorlar. Bütün önyargılara rağmen Struga’da özveriyle Türkçemi-zin bayrağını dalgalandırıyoruz. Dal-galandırmakta da kararlıyız…
2010/2011 eğitim yılında Struga “Braka Miladinovtsi” İlköğretim Okulunda Türk öğrencilerinin sayısı 50’dir. Bu yıl 5.sınıfta bir artış vardır. Labunişta köyünden 5 öğrenci gelmektedir. Orada da kardeşlerimiz var.
Andığım sayı az gözükebilir, ama sayının daha düşük olduğunu da hatırlıyorum. .
“İbrahim Temo” lisesi sizin çalıştığınız yerdir… Lisenizde Türk sınıflarını bize anlatır mısınız?
Lisemizde 2010-2011 eğitim yılında toplam sayı 99 öğrencidir.
Lisede Türk sınıfı 2002 yılında açıldı.
İlk yılları iyi hatırlıyorum, hiç de kolay değildi...
Başlangıçların zor olduğu bilinen bir gerçektir. Öyle ki bizler de, bu yolda ilk attığımız adımlarda zorluklarla karşılaştık. Böyle olmakla birlikte yılmadık, yolumuza devam ettik.
Karşımıza çıkan en büyük sorun kadro sorunuydu. Bu işe sadece 5-6 öğretmenle başladık. Enis Ahmet (Türk dili), Güner Mahmut (Bilgisayar-Matematik), Reyhan Şaşko (Tarih-coğrafya), Semra Salih (Kimya) Emel Mahmut (Resim) ve İngiliz Dilini ben veriyordum.
Öğretmen sayısının az olması elbette bizi en çok yoran meseleydi. Aramızda müthiş bir dayanışma ve işbirliği vardı. Hep birlikte, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirdik ve bence çok şeyler başardık. 115 mezun vererek bugüne geldik.
Öğretmen sayısının az olması elbette bizi en çok yoran meseleydi. Aramızda müthiş bir dayanışma ve işbirliği vardı. Hep birlikte, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirdik ve bence çok şeyler başardık. 115 mezun vererek bugüne geldik.
Zamanla öğretmen sayısı arttı. Canan Müfti (Türk dili), Aliye Haydar (İktisad), Nagiyan Mustafa (Hukuka giriş), Zuhal Nebi (Resim - Emel Mahmud sadece ilk okulda çalışıyor şimdi).
Bugün 8 Türk öğretmenine ulaştı sayımız Buysa lisedeki Türkçe sınıflarda durumu hayli düzeltti. Üniversiteye yazılan öğrencilerimizin sayısı arttı. 2008 yılında yapılan TCS sınavında, mezunlarımızdan Cabir Doko’nun en yüksek puanla sınavı kazanması nereden nereye geldiğimizin bir örneği sadece.
Övülecek ya da eleştirecek konularınız nedir lisede?
Devlet okullarında olanak ve şartları seviyesi bellidir. Bu yönde konuşulacak çok şey var, Ancak ülke çapında ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak, eleştirmek pek adil olmaz sanırım.
Eleştirilerimi lise dışında bizleri karartmaya kalkışanlara yönlendirmek istiyorum... Türk lisesini eleştirmek, bizleri bölmek demektir. Kim ne derse desin Struga’da olmaz diyenlere bir ilk yaşattık… Olabileceğini kanıtladık. Bunun devamını dilerim sadece
Strugalı öğrenciler mutlu olsa gerek… Kendi yerlerinde okuyorlar… Ohri’den gelenlerin durumları öyle olmasa gerek. Çok eskiden orada lise açılmıştı… Bir sene işledi ve kapandı… Strugalılara göre bu neden kapandı?
Ohri’de lise açılmadan önce çok tartışılan bir konuydu.
Ben bir öğretmenim. Beni mutlu eden ana dilinde eğitim sağlamaktı. Bütün samimiyetimle söylüyorum: Ohri ve Struga arası bir dağ olsaydı ve Türkçe sınıf dağın tepesinde bulunsaydı ben yine mutlu olacaktım. Bizim için Türkçe sınıfın açılması tarihi bir olaydı.
Struga’da lisenin açılmasını, Strugalıların başarılı girişiminin neticesi olarak görüyorum...
Yıllar öncesi Ohri’de lisenin açılışına gelince, evet doğrudur. Ama başkalarından duyduğum olaydır bu! Lise bir yıl çalışmış. Öncelikle Ohrili öğretmenler bu fırsata değer vermemişler. Kendileri Türk öğretmenleri olmalarına karşın, çocuklarını Makedon öğretmenlere teslim etmişler. Ohri’de o zamanın modasıymış galiba… Sonuçta sınıf kapanmış... Bence ilk başta öğretmenler örnek olmalı... Toplumlarının güven ve saygısını kazanmalı öğretmenler... Düşünceme göre, amaç sadece Türkçe okullar açmak olmamalı. Önceliklerin başında, açılan okulların yaşatılması için güç birliği oluşturarak mücadele etmek, Türkçe eğitimin kalitesini yükseltmeyi sağlayacak ciddî çalışmalara ve projelere imza atmak gereklidir.
Başka bir konuya geçelim… Bu yıl Makedonya’da sayım yılı… Son sayımlarda Struga’da Türlerin sayısı ne kadardı?
Makedonya Türkleri ve demokrasi açısından önemli bir yıldır bu yıl…
Struga şehrinde 3500 civarında Türk vardı… Labunişta köyünde 1500 civarındaydı bu sayı… Toplam olarak 5000 civarındaydı
Peki, Strugalı Türklerde nüfus sayımına hazırlıklar nasıl gidiyor?Nüfus sayımına hazırlıklar henüz başlamış sayılmaz dersem yanlış olmaz. Gostivarın ADEKSAM derneğinin üyeleri, öğrencilerimize burs vermek için Strugaya geldiler. Struganın ZAFER derneğinde nüfus sayımlarıyla ilgili bir görüşme oldu. Ancak gereken odur ki, halkla çalışmalar önde gelmelidir… O tür çalışmalar hala yok maalesef…
Son sayımlarla nüfusumuz % 3,8’di Makedonya’da. Her kese soruyorum… Size de sorayım: Tahmininize göre bu rakam artacak mı?
Bu doğru bir rakam değildir. Ben onun artmasını bekliyorum ve artacağına inanıyorum. Tabii demokratik bir sayım olursa diyorum…
Struganın nüfusunun sözü olunca ne beklenebilir…
Rakam elbette ki artacak.
Türk partilerini parçalanmış hissediyorum. Hepsinin ve herkesin söylemleri bir olursa, birlik beraberlik içerisinde halka seslenmeler işitilirse durumumuz parlak olacaktır…
Galiba uzattım… Ama epeydir Struga’ya gelemedim… Devam etsem çok soru daha çıkar… Soru sorma hakkını size bırakayım: burada en çok sorulması sizce ne olmalı? Sorunun ardından cevabı da gelsin isterseniz!
Bu soruyu şöyle kurabilirdim: Struga’da milli kimliğimizin korutulup yaşatılmasını sağlayan ve en fazla emek harcayan kimlerdir?
Hemen cevabı da ekleyeyim: Bu ağır yükü taşıyanlar Türk öğrenciler, ana-babalar ve öğretmenlerdir. İmkânsızlıklar içinde, zor şartlar altında, en büyük, en değerli varlığımız, milli kimliğimizi, bu topraklarda bugüne kadar sürdürdük. Bütün gelişme ve belirecek zorluklara karşın onu her zaman yaşatmaya hazır olduğumuz bilinmelidir!
***
Konuşma hem bitti hem bitmedi… Ama onu bu seferlik fazla uzatamazdım… Genel duruma hem sevinmeli hem de kızımızı nelerin yorduğunu görünce ona üzülmeli. Onun cevaplarını görürken, kırk yıldan çok önceye dönmek zorundaydım… Sorunlar aynıydı… Her şey değişiyor… Eğitimdeyse sorunlar aynı kalıyor biz Türkler için… 1966 yılında yazdıklarımı gazete kesiklerinde görmek imkânına kavuşabilen kişiler haklıymışsın diyecekler bana. Linda Şeh’in sorularıma cevaplarında haklı olduğunu söyleyeceklerin çıkacağı gibi… Ama bunları görmek ve söylemek yeterli midir?
0 yorum:
Yorum Gönder