Bakarsan görürsün, görürsen anlarsın, anladığın kadar da çözersin...


29 Nisan 2011 Cuma

Evlilik akittir...


Makedonya’da Türk toplumunun genel sorunlarından biri olarak evlenme yaş sınırının yukarıya çekilmesi görülmektedir. Bu durumun düşündürücü bir belirti olarak izlendiği anlaşılmaktadır. Buradan giderek konuyu değişik açıdan ele almak faydalı olur.
İlk konuşmanın Keçiören müftüsü Sayın Ahmet Durmuş ile başlatılması doğru olacaktır. Sebebini sorarsanız, A. Durmuş adı ve  kişiliği Makedonyalılara yabancı değildir. Kendisi buraya gelen ilk vaizlerden olup, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği Dini Müşaviriydi. Bu görevinde de boş durmayıp görevini değişik faaliyetlerle devamlı zengin tuttu. Cuma günleri Üsküp Murat Paşa Camiindeki vaazlarından, Üsküp Devlet Radyosunda gerçekleştirdiğimiz birçok programlardan hatırımızdadır.Değişik konularda bilgiler verebilecek bir kişiliktir Ahmet Durmuş Hocamız. Eskiden Üsküp radyosunda geçen sohbetlerimizde gibisinden olsun isterdim bu beraberliğimiz! İstemek başka yapabilmek başkadır. Mesela radyo programlarındaki sohbetimiz bir saat sürerdi ve akıcı konuşmasıyla dinleyicilerin gönüllerine girmişti. Buradaysa kısa tutmak zorundayız. Üzüntüm bundandır. Buna da şükür gene... O zaman ilk soruyla başlayayım:

Sayın Hocam, değerli müftüm... Evlenme veya evlilik özel bir durum olarak hissedilen sorundur. Onu değişik yönleriyle işlemekte özellikle gençlerimize katkımız olur düşüncesiyle ilk sorum: evliliğin toplumsal önemi olsun derdim. Siz bunu nasıl dile getirirdiniz?
İnsan Dünyadaki yalnızlığını karşı cins ile giderebilmektedir. Kur’an-ı Kerim bu durumu şöyle ifade eder: “Size onlar sayesinde veya onlarla huzur ve sükûnete ermeniz için kendi cinslerinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet halk etmesi O’nun kudretinin alametlerindendir. Bunda düşünen bir topluluk için işaretler vardır” (Rum,30/21)
Bu rahatlama sadece cinsel ihtiyacın giderilmesi değil, diğer ruhi ve manevi ihtiyaçların da karşılanması demektir. Neslin devam ettirilmesi bununla mümkündür. Ayetten şu anlaşılır: Cinsel arzu ve ihtiyacın karşılanması, manevi huzur ve ortamın elde edilmesi ve bütün canlıların fıtri özelliği olan neslin devam ettirilmesi.
Hz. Peygamber bir hadislerinde; ‘Ey gençler sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin’ (Buhâri,  Nikâh,3) buyurmuş, başka bir hadislerinde; Peygamberlerin dört sünneti vardır, demiş ve dördüncünün evlenmek olduğunu ifade etmiştir. (Tirmizi, Nikâh,1)
Bütün bunlardan anlaşılan; kadın ve erkeğin birbirinden uzaklaşması değil, Allah tarafından konulan çerçeve içerisinde birbirine yakın olmasıdır. İslam dini mümkün olduğunca kadından uzak durmayı öğütleyen Hıristiyanlıktan ayrılmaktadır.
Evlilik dışı çocuklar, gerek psikolojik, gerekse ahlaki yönden topluma uyum sağlamakta zorlamaktadırlar. Evlilik dışı birliktelikler, hem günah işleyen bir topluma zemin hazırlamakta, hem de kişileri normal ilişkiler dışına itmektedir.
Buna bağlı olarak daha neleri ekleyebilirsiniz?
Burada şunu ifade edebiliriz. Evlilik müessesesi toplumda, yavaş yavaş örselendiğinde, zina çoğalmaktadır. Zina dinimize göre haramdır. Haramın yaygınlaşması ise, dini hayatın yozlaşmasını ve zamanla ortadan kalkması neticesini verir. Dinimize göre; zinaya giden yollarda tıkanmalıdır. 
O zaman evlenmenin dini hükmü nedir diye sorayım?
İslam bilginleri ayet ve hadislere dayanarak evlilik için, farz, sünnet ve mekruh olmak üzere üç ayrı hüküm vermişlerdir.
Buradan giderek evliliğin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeye gücü yeten ve evlenmediği takdirde zinaya düşmesi tehlikesi bulunan kimse için farzdır; evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirmeye gücü yeten fakat zinaya düşme tehlikesi bulunmayan kimse için sünnettir; evliliğin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmeye ve eşine zulmetme tehlikesi bulunan kimsenin evlenmesi mekruhtur! 

Daha açık olmak için dilerseniz evlenme ile ilgili ayet ve hadisleri söyler misiniz?
“Allah size kendi cinslerinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allahın nimetini inkâr mı ediyorlar?” (Nahl, 16/72)
“Allah sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisiyle huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir.” (Araf,7/189)
“Sizden bekâr olanları kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanı evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lutfuyla zenginleştirir. Allah lutfu geniş olandır.” (Nur,24/32)
“Ey gençler sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin. Zira evlilik gözü harama bakmaktan, iffet ve namusu harama düşmekten daha çok korur.” (Buhâri, Nikâh, 3, VI, 117)
“Nikâh benim sünnetimdir. Benim sünnetimle amel etmeyen benden değildir, Evleniniz, çoğalınız. Zira ben kıyamet günü sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim.” (İbni Mâce,Nikâh, 1, I, 592)
Evlenme yaş sınırı yukarı çekildi günümüzde… İleri yaşlarda evleniliyor, bu durum yaygınlaşmaya başladı. Gençlere neler tavsiye edilebilir?
İnsan geç yaşta değil de genç yaşta evlenmelidir. Peygamberimiz: “Ey gençler sizden evlenmeye güç yetirenler hemen evlensin” buyurmaktadır. (Buhâri, Nikâh, 3, VI, 117) Dinimiz haramlardan uzak yaşayan bir nesil yetiştirmeyi istemektedir. Kişi durumu müsait olduğu zaman, hemen evlendirilmelidir. Çünkü iffetli yaşamak ve namusu harama düşmekten korumak evlilikle mümkündür. 
Bir ailenin kurulmasında değişik farklar ileri sürülmeğe başlandı. Hatta bu şartlar sınırı daha da ileriye atabilir. Sizce başta gelen şartlar hususunda neye bakmalıdır gençlerimiz?
Onları da dile getireyim: eşler emanet sahibi kişiler olmalı, karşılıklı güven duygusu bulunmalıdır; karşılıklı sevgi ve saygıda kusur edilmemelidir; davranışlarımıza her zaman iyi niyet hâkim olmalıdır. Bu vasıflara sahip insanları tercih etmeliyiz; din farkı temel evlenme engellerinden biri olarak görülmeli, bu husustaki seçimde dikkatli davranmalıyız. Eş seçerken Peygamberimizin şu hadisi hatırdan çıkarılmamalıdır: “Kadın dört özelliğinden dolayı nikâhlanır. Malı, soyu, güzelliği, dindarlığı, sen dindar olanı seç, elin bereketlensin.” (Müslim, Rada, 53, 2, 1086)
Aile yuvasının kurulmasında diğer şartlar nelerdir?
Burada şunlara dikkat edilmelidir: evlilik yapanlar bu işe liyakatli olmalıdır. Buluğ çağına gelmiş olmalıdır; evlenilecek kişide evlenmeye mani bir durum olmamalıdır. Dinen evlenilmesi haram olan kişiler bilinmelidir; karşılıklı rızasının bulunmasıdır; nikâh akdi esnasında şahitler bulundurulmalıdır; herhangi bir zorlama olmamalıdır ve evlenilecek kişi denk olmalıdır.
Bu şartlar hemen gerçekleşmez ise yine de hemen evlenilmeli midir?
Evlenecek kişi psikolojik olarak, kendi durumunu yönetemeyecek harama düşme ihtimali olan zayıf karakterli biri ise bu şartlar esnetilebilir. Onun evlenmesi her yönüyle kolaylaştırılmaya çalışılır. Fakat harama düşme endişesi olmayan biri ise, şartlar gerçekleştirilinceye kadar evlenme geciktirilebilir.
Günümüzde "çağdaş evlik - İslami evlilik" diye konuyu saptıranlar oluyor?
Dinimizde evliliğin böyle bir türü yoktur. Evlilik bir akittir. Bu akitlerin çağdaşı ve İslâmi’si olmaz. Karşılıklı rızaya bağlı, akit şartlarına da uymak suretiyle gerçekleştirdiğiniz evlilik, dinin emirlerine uygun bir evliliktir. Burada çağdaş evlilikten kasıt, Belki Mut’a Nikâhıdır. Mut’a nikâhı, evliliğin belli zamanla sınırlandırıldığı, geçici evlenme dediğimiz belli bir süreye kadar belli ücret karşılığında birlikteliğin devam ettirildiği, daha sonrada terk edilen bir evlenme şeklidir. Bu dinen caiz değildir. Çağdaş evlilikten maksat bu ise, bu tür evlilikler dinen caiz değildir. Çağdaş evlilikten maksat, bir nişanlanma döneminin bulunması ve bu durumun nikâh yapılmadan, birbirlerini tanıma açısından, evlilik öncesi bir durum olarak kabul edilmesi ise, bu caizdir.
İslam’a göre nikâhsız evlilikler, batıldır. Nikâhsız birliktelikler zinadır. Zamanımızda nikâhı nasıl anlamalıyız?
Bu durum bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Bu mevzuun burada anlatılması mümkün değildir. T.C Diyanet İşleri Başkanlılığının yayınlamış olduğu iki ciltlik ilmihal kitabının ikinci cildindeki, “Aile Hayatı ve Evlilik “ bölümü özenle okunmalıdır.
Bazı durumlarda evliliğe yanaşmamak da görülüyor… Bunun aşılması nasıl olmalıdır?
Evlenmeye yanaşmayanlara dinimizin bu husustaki ısrarı, ayet ve hadislerin evlenmeye teşvik ettiği anlatılmalıdır. Kimseye zorla bir şey yaptırmak gibi bir görevimiz de yoktur.
Evlilik yapacak kişilere bazı tavsiyelerinizi işitmek isterdim konuşmanın sonunda? Onlar nedir?
Yuvada karşılıklı sevgi ve saygıyı unutmayın. Bu aynı zamanda ayet-i kerimenin bir emridir.
Kadınları kesinlikle aşağılamayın, onlara bir fiske bile vurmayın, adalet ölçüleri içinde geçinin.
Birbirimize olan güvenimiz devam etsin.
Hiçbir zaman hayattan ve güzel şeylerden ümit kesmeyin. Ümitsizlik, karamsarlığı karamsarlıkta iman zafiyetini getirir.
Eşinizle duygudaşlık yapın, yediğinizden yedirin, ona hediye alın, giyim ve kuşamı için cimrilik etmeyin.
Çalışan erkek olun, başkalarının çalışıp da sizin oturacağınız zeminlerden uzak durun, Hanımınızın sırtından geçinmeyin.
Kadın da kocasının evinin muhafızı olsun, çocuklarını iyi terbiye etmeye gayret etsin. Evlilik yolunda olanların Allah yardımcıları olsun.
* * *
İnternet üzerinden gerçekleşen bu yeni biçim beraberliğe İstemeye istemeye bu seferlik son vermek gerekiyor. Bu içerikte başkalarıyla da beraberliklerin olacağı belirtildiğine göre aynılarının devam ettirileceği anlamı çıkmaktadır. Kısmetse bu da olacaktır inşallah!. 
Özellikle gençlerimiz arasında bir sorun olarak görüldüğüne göre onun doğru esasa dayanmasında başkalarının da yardımları gerekecek... Meselenin konumunu Makedonya’da hissedirken, bunun neredeyse her yerde gözlendiği bir zaman içinde olduğumuzdan,  bilgilenmemiz önemlidir. Bu alanda verilecek bilgilerin tekrarlanmasındaysa fayda vardır…

0 yorum: